15 Ekim 2011 Cumartesi

TAŞ

Taş deyip geçmeyin. Taş öyle çok manaya gelir ki şöyle bir düşünürseniz.

Önce taş bir kaya parçasıdır. Büyüklü küçüklü olabilir. Kayalardan kopmuş taş olmuşlardır.

Bir sapana takılıp kuş avlar çocuklar mahallede. Silah olmuştur taş eski devirlerde.
Kızınca birisine taş atarsınız hışımla, Ya da taşlama yaparsınız sivri dilinizle. Azarlamak için, konuşma arasında kinaye olarak. Karşılıklı taşlarsınız birbirinizi.
Kumaşı da taşlarsınız taşlanmış kot, taşlanmış ipek, taşlanmış deri vardır giysilerimizin arasında.

Taş devri vardır tarihe geçmiş bir çağdır. İnsanlar taşları sivriltmiş silah yapmışlardır o devirlerde. Yontma taş devri. Kayaları oyup mağara yapmışlar, içinde barınmışlardır. Son senelerde filmlere konu bile olmuştur taş devri.
Birde taş gibi kadınlar vardır ki cidden taş gibidirler.

Kaç yaşında olurlarsa olsunlar, kuvvetli sağlam, dip diridirler aynen taş gibi. Güzel manasına da gelir çoğu kez.
Taştan ekmeğini çıkarır kimisi, öyle; Zorluklar karşısında yılmaz, uğraşır uğraşır başarıya ulaşır en sonunda.

Taşın suyunu çıkarır bazıları, öyle kuvvetlidir ki.’’sıksa taşın suyunu çıkarır’’ denir.
Taş gibi su; var dır ki içimi zordur, içtiniz mi midenize oturur hazımsızlık çekersiniz.
Taş yürekli oldu mu insan ne kadar emek harcarsanız harcayın nafile o yüreğe giremez siniz bir türlü. Sert mi serttir. Merhamet bilmezler, anlayışsızların başta gelenleridir.
Taş gibi sağır olur kimileri de. Başlarında borazan çalsa duymazlar.
Taş gibidir bazıları duygusuz, umarsız yaşarlar bu dünyada.

Taş gibi yerinden oynatamazsınız, taşlaşmışlardır oturdukları yerde.
Taş gibi iradesi vardır bazılarının. Asla yenik düşmezler duygularına. Hiçbir kuvvet o iradeyi alt edemez.
Taş kesilir insan konuşamaz susup kalır bazen. Bakar sadece donmuştur birden, duyguları yok olmuştur adeta bir olay karşısında.
Taş gibi soğuk insanlarda vardır ki, bir türlü yanlarına yanaşamazsınız. Ne sizi anlamak isterler, ne de onları anlamanız için size izin verirler.

Ya ne demeli taş beyinlilere, asla anlamazlar sizi. Taş kafalılardır boşuna uğraşırsınız bir şeyler sokmak için kafalarına. Aptallıkları arşıâlâya çıkmıştır onların.
Taş plaklar vardı bir zamanlar, ne kadar güzeldi. Nostalji yaşamak isteyenler
bulunmaz bir fırsattır.
Şarkılara konu olmuştur.’’Fincanı taştan oyarlar’’gibi. Acaba cidden taştan mı oyarlardı fincanları?

Taş oyunları vardır. Beş taş oynar çocuklar.
Taş denir okey oyununa da birçok yerde. ‘’haydi, taş oynayalım’’ misali
Taştandı bir zamanlar un değirmenleri.
Taştandı kahve dibekleri. Havan elleri de taştan yapılırdı bir zamanlar.
Taşlanır Arafat Dağı da hacılar tarafından.

Taşlanırdı kötü yola düşmüş kadınlar birçok Müslüman ülkelerinde.
Heykeltrajlar da taşları yontarak ölümsüz eserler yapmışlardır ve de yapacaklardır bu dünyaya hediye olarak.
Taş bebekler vardı bir zamanlar. Çok güzel biblolardı, evleri süslerdi.
Taş Bebek ’’Gönül Yazar’’ünlü bir sanatçımızın lakabıdır.
Taş la örülürse duvarlar, dışarısının ne sıcağın, ne de soğuğunu hissedersiniz.
Yollar taş döşenir, Arnavut kaldırımı, parke taşı gibi.
Bursa’nın ufak tefek taşları… konu olmuştur şarkılara.

Taş aynalar vardı bir zamanlar.
Kadınların vaz geçemediği yarı kıymetli taşlar(yakut, safir, zümrüt…) ve kıymetli taşlar vardır. (pırlanta, elmas) gibi işlendikçe kıymetleri artan.
Birde ;
Ya çakıl taşları onlara ne demeli. Ne kadar güzeldirler, elinize aldınız mı?
Bırakamazsınız bir türlü. Hayatın törpülediği olgun bir insan gibi, her yönü törpülenmiştir suyun ahengiyle bir bütün olmuşlardır. Yuvarlanırlar avuçlarınızda.
.
Eğer ki illaki Taş olacağım diyorsanız; Hiç olmazsa çakıl taşı olunuz.
Sevgi ve ışıkla kalınız.
Meriç Yoldaş Hiçyılmaz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder