11 Ekim 2011 Salı

Herşeyi Yarınlara Bırakanlar

 beni dinlemek için biraz zamanınız varmı?
Yoksa bu yazıyıda da mı yarına bırakacaksınız...

Önce, evlendiğimizde hayatın daha iyi olacağına inandırırız kendimizi.
Evlendikten sonra,
... bir çocuğumuz doğduktan,
hatta ardından bir tane daha olduktan sonra hayatın daha iyi olacağına inandırırız.
Sonra, çocuklar yeterince büyük olmadıkları için kızar,
onlar büyüyünce daha mutlu olacağımıza inanırız.
Bundan sonra, ergenlik dönemlerinde çocuklarla uğraşmamız gerektiği için öfkeleniriz.

Kendimize, çocuklarımız bu dönemden çıkınca daha mutlu olacağımızı,
yaşantımızın yeni bir araba alınca,
güzel bir tatile çıkınca,
emekli olunca dört dörtlük olacağını söyleriz.

Gerçek ise, mutlu olmak için şu andan daha iyi bir zaman olmadığıdır.
Eğer şimdi değil ise ne zaman?
Hayatınız her zaman mücadelelerle dolu olacaktır.
En iyisi bunu kabul edip her ne olursa olsun mutlu olmaya karar vermektir.

En sevdiğim sözlerden biri Alfred Souza'ye aittir.
Der ki: "Uzun bir zamandan beri hayatın-gerçek hayatın-başlamak üzere olduğu izlenimine kapılmıştım. Fakat her zaman yolumun üzerinde bir engel, öncelikle erişilmesi gereken bir şey, bitmemiş bir iş, hala hizmet edilecek zaman, ödenecek bir borç oldu. Sonra hayat başlayacaktı. Sonunda anladım ki, bu engeller benim hayatımdı."

Bu görüş açısı, mutluluğa giden bir yol olmadığını görmemi sağladı.
Mutluluk yoldur, öyleyse sahip olduğunuz her anın kıymetini bilin ve mutluluğu özel biriyle paylaştığınız (vaktinizi beraber harcayacak kadar özel) için ona daha fazla değer verin.
Unutmayın, zaman hiç kimse için beklemez.
Öyleyse okulu bitirene kadar,
tekrar okula gidene kadar,
on kilo kaybettiğinizde veya kazanana kadar,
çocuklarınız olana kadar,
çocuklarınız evden ayrılana kadar,
işe başlayana kadar,
emekli olana kadar,
evlenene kadar,
boşanana kadar,
cuma gecesine kadar,
pazar sabahına kadar,
yeni bir araba veya ev alana kadar,
arabanızın veya evinizin borcu ödenene kadar,
ilkbahara kadar,
yaza kadar,
sonbahara kadar,
kışa kadar,
ayın birine veya on beşine kadar,
şarkınız söylenene kadar,
içki içinceye kadar,
ayılana kadar,
ölene kadar
MUTLU olmak için içinde bulunduğunuz andan daha iyi bir zaman olduğuna karar vermek için beklemekten vazgeçin.

MUTLULUK yarış değil, bir yolculuktur.

PARAYA İHTİYACINIZ YOKMUŞ GİBİ ÇALIŞIN.
DAHA ÖNCE HİÇ İNCİNMEMİŞ GİBİ SEVİN.
VE SEYREDEN HİÇ KİMSE YOKMUŞ GİBİ DANS EDİN.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder