23 Eylül 2011 Cuma

Hayat , mükemmel bir öğretmendi ...

 

 Veli toplantısı yapmadan bir kaç gün önce, sınıfındaki tüm çocuklara ayrı ayrı ve başbaşa görüşecek şekilde zaman ayırmış, onlarla aileleri , akadaşları , öğretmenleri hakkındaki düşüncelerini anlayabilmekiçin konuşmuştu... Veli toplantısı yapılacağını duyurduğu yazılı çağrı kağıdına küçük bir de not düşmüştü ; " Lütfen çocuklarınızla birlikte geliniz" diye...

O gün geldiğinde, tüm veliler çocuklarının ellerinden tutmuş ve bu alışılmadık uygulamanın sebebini merak ederek gelmişlerdi okulun toplantı salonuna... Öğretmen tam saatinde gelen velilere ve öğrencilere teşekkür ederek açtı toplantıyı. O sene yapmayı plandıdıkları sosyal etkinlikler konusunda aileleri bilgilendirdi öncelikle ve katılımın her birine sevgi, saygı, dostluk ve gerçekleri öğrenme yolunda sinerji yaratacağını anlattı. Her bir çocuğun dersleriyle ilgili çalışmalarından duyduğu memnuniyetten söz etti sonra, sınıf içerisinde yaşanmış küçük örnekler vererek. Sadece bazılarının, bazı derslere daha fazla zaman ayırmasının yerinde olacağını, bunu da çocukların bildiğini ve anne babalara kendilerinin söyleyebileceğini belirtti.

Sonra, beklenmedik bir şey yaptı ve küçük Ece'yi çağırdı yanına. Şaşıran küçük kız, annesine ve babasına baktı bir an. Gözleriyle verdikleri onayı görünce çıktı Hayat Öğretmeninin yanına...

O gülümseyerek, " hatırlıyor musun Ece dedi ? Sana anne ve babanın mükemmel olup olmadıklarını ve ardından değişmeye ihtiyaçları olup olmadığını sormuştum özel sohbetimiz sırasında..." Evet dedi Ece kekeleyerek. Utanmış, verdiği cevabın herkes ve özellikle anne babası tarafından işitilecek olmasından korkmuştu... Devam etti öğretmen ondaki bu kaygıyı anlamamış gibi. " Ve sen bana, onların mükemmel olmadıklarını söylemiştin, değil mi ?" İyice sıkılmıştı Ece... Bu hayat Öğretmen ne yapıyordu böyle ? Kendisiyle özel olarak paylaştığı düşüncelerinin böylesine ulu orta üstelik hakkında konuştuğu insanların huzurunda dile getirilmesi de neyin nesiydi?... Utançtan kıpkırmızı olmuş şekilde fısıldadı " Evet..." Sürdürdü öğretmen, ama ardından sorduğum soruya yanıt vermiş ve " mükemmel değiller ama değişmeye ihtiyaçları yok " demiştin değil mi Ece ?... Ece son kez ve güçlükle ayakta durarak Evet diyebildi...

Hayat Öğretmen, sevgiyle elini onun başına koydu ve dedi ki ;
" Bu çok iyi bir şey sevgili Ece. Çünkü insanları oldukları gibi kabul edebilmektir adı... Bizler, ailemizi, sevdiklerimizi oldukları gibi kabul edebildiğimizde, hem sevgimizin hem de birbirimizin gelişimine bir yol açmış oluruz... İşte bu yüzden bu güzel konuşmamızı ve sonuçlarını paylaşmak istedim tüm sevgili çocuklarımız ve aileleri ile. Anlıyorsun değil mi ?..."

O ana dek utanıp sıkılan Ece, artık onurlandırıldığının farkında, yüreğindeki sevgi ve sevincin ışık olup taştığı gözleriyle baktı öğretmenine... Teşekkür ederim dedi... Yerine oturmaya giderken, başı dik, gönlü sevgi doluydu ...

O gün bu gündür, her bir yaşam dersi öğreticisine minnet ve sevgiyle baktı Ece'nin derin gözleri. Ve acı tatlı öğrendiği tüm dersler için her seferinde şöyle seslendi içinden ;

"Teşekkür ederim... Mükemmel bir öğretmensin ... Adın HAYAT olmalı senin"...

NUR HİLAL SARIKARTAL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder