15 Temmuz 2012 Pazar

Tık…

 
 
 

 Kapandı telefon.
Bu da aynı diye geçirdim içimden.
Bir gün dediklerimi değil,
demek istediklerimi anlayacak bir erkek çıkmayacak mı karşıma!
Hava kötü dediğimde sadece havadan söz etmediğimi anlamak bu kadar zor mu? İlle de, ben bu hayattan bıktım türden laflar mı etmeliyim?
İşim çok dediğimde,
bana sahip çıkacak bir erkeğe ihtiyaç duyduğumu anlayacak biri…
Yanımda olmanı istiyorum diyemediğim için bu yağmur içimi ıslatıyor dediğimi nasıl anlamaz.
Düpedüz, sarıl bana dedikten sonra sarılmanın ne anlamı kalır…!!!

Zülfü Livaneli

...."Ne anlamı kalır" görüldüğü gibi iletişim açık ve kapalı olmak üzere ikiye ayrılır.

Aslında açık veya kapalı olan, insanın özü. Türkçe'de biz bu öze can diyoruz.
Sevildiğinizi nasıl anlarsınız, diye sorarsanız, insanların çoğu, "bakışlarından," "gözlerinden," diye yanıtlayacaktır.
Göz göze baktığımızda, biz o gözün arkasındaki can'ı görürüz; özler birbirini gözlerde görür.

Gerçek sevgide özler işin içindedir; birbirlerinden saklanmaz, birbirlerini sürekli beslerler.
Bu nedenle gerçek sevgi özgürlük getirir. Çünkü ancak özgür can kendini olduğu gibi ifade edebilmeyi seçer.
Kendini olduğu gibi ifade edebilmek bir cesaret işidir; o nedenle gerçek sevgi ancak cesur insanların duyabileceği bir duygudur.

Açık iletişim yoksa eğer can kendini diğer insandan saklıyorsa, sevgi, sulanmayan çiçek gibi solar. Sevginin yaşayabilmesi için candan cana açık iletişim olmalıdır. Candan cana olan iletişime, 'sohbet içinde olmak' denir.
'Sohbet içinde olmak,' iletişim içinde olmaktan farklıdır. Kişiler istese de istemese de, her sosyal ortamda, birbirleriyle iletişim içindedirler. Ama her sosyal ortamda kişiler, iletişim içinde oldukları insanlarla sohbet içinde değildirler. Sevdiğimiz insanlarla sohbet içinde oluruz.

Evet, erkek meramını bir kaç cümle ile ifade ederken, kadın neden yüz cümle ile ifade etmek ister. Bu yüzden sevgi bahçeleri kuruyarak artmaktadır.

Lütfen bilenler bilmeyenlere anlatır mı?

Sevgilerimle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder