23 Nisan 2012 Pazartesi

Gittin!

 
 
Gittin!

 Gelmelerinde gizli gidişlerin varmış aslında, fark edememişim..
Uçsuz bucaksız sandığımız bu yol; aslında dar bir sokaktan başka bir şey değilmiş..
Yan yana gelemeden, elinin sıcaklığı yüreğime işlemeden, gözlerinin maviliğinde boğulamadan gittin..
Ne çabuk yoruldun oysa ki..
... Ben senin avucunun içindeki yollarda kayboldum..
Kader çizgileri derlerdi, haklılarmış..
Benim kaderim ellerinde çiziliymiş..
Sen en çıkmaz yolummuşsun meğer..
Ben seni bulmaya çalıştıkça kaybetmişim..
Umarsız bir hastalık gibi yayılırken yüreğime, seni bir giz gibi susuşlarımda saklamışım…
Kelimeler yardım etmediğinde sana derdimi anlatmaya, boğazımdan bir düğüm çıkarmışım..
Yağmurlu günlerin ıslaklığını sensiz yaşadım..
Hani haberin olursa diye gözyaşlarımdan, sensiz bu kadar aciz olduğumu görme diye hep yağmurlarda ağladım..
Aslında gözyaşlarımın yanağımda yaptığı yolu gör istedim..
O yoldan bir gün sende geç istedim..
Bir gün uyandığında sol yanın yansın istedim..
Kilitler vurdum gel diyişlerime, paslı kaldım sensizlik sığınağından..
Anlatamadım kimselere; sen gitmeyenimdin..
Bana benden çok yakın bildiğimdin..
Oysa sen Gittin!
Yokluğuna gebe geceler her güneş batışında sensizlik doğurdu..
Ben sensizlikten eksildim, yok oldum günden güne..
Herkesi sığdırdığın kalbine, bir benlik yer açamadın sadece..
Sen gittin!
Ben yokluğumu varlığına armağan ettim..
Giderken bastığın topraklara gelişler ektim..
Tek mevsim yaşadım ayrılığı; hep yağmurlu hep sonbahar..
Sensiz cinnetler biriktirip yokluğunun yarattığı kaosla savaştım..
Bir gün aralayacağını bilseydim kapımı; bu savaşın kahramanı ben çıkardım..
Ama sen..
Ama sen gittin!
Sen önümüze çıkan ilk yol ayrımında terk ettin!
Sen gidince bu şehirden; dar geldi bana dünya, misafir saydım kendime kendimi..
Geç oldu artık..
Bende kendimde çok duramadım..
GİTTİM!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder